- birbirine
- оди́н друго́му, друг дру́гу
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
birbirine düşmek — araları açılmak, aralarında anlaşmazlık çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
birbirine girmek — 1) kavga etmek, dövüşmek Bunun için sabır, sükûnet, soğukkanlılık gerek hâlbuki biz birbirimize giriyoruz. H. R. Gürpınar 2) karışmak 3) iplik vb. dolaşmak, çözülmeyecek duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
birbirine katmak — 1) aralarını açmak, aralarını bozmak, olay çıkarmak 2) karıştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
avurtları çökmek (veya birbirine geçmek) — çok zayıfladığı yüzünden belli olmak Kırkını bitirmek üzeredir. Saçları dökülmüş, avurtları birbirine geçmiştir. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
saçı başı birbirine karışmak — bakımsız olmak Matmazelin saçı başı birbirine karışmıştı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız burun birbirine karışmak — 1) dayak sonucunda yüz yara bere içinde kalmak 2) yüzde aşırı öfke, üzüntü, yorgunluk vb. durumların izleri görünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
saç sakal birbirine karışmak — saçı sakalı uzamak, bakımsız görünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalığı birbirine katmak — kargaşa çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeri göğü birbirine katmak — aşırı telaş yaratmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikleşmek — birbirine uyup durmak, bir şeyi ayakla çiğnemekte birbirine yardırn etmek, I, 241bkz: egleşmek, iklemek, yiklemek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sançışmak — birbirine hançer, bıçak gibi şeyler saplamak, birbirine sancımak; birbirlyle savaş yapmak II, 217 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini